BÖLÜM 1
Tunus Macerası başlasın!
İki ay süren Tunus maceramı aynı zamanda IYACA BLOG için de hazırlamıştım, bu yazının bir kopyasına oradan da ulaşabilirsiniz. Bu yazı gerek Tunus'ta gönülülük projesine katılmak isteyenler gerekse Tunus'a seyahat ve turizm amaçlı gitmek isteyenlere kısa ve önemli bilgiler vermek için hazırlanmıştır. Kısa bilgi vermek için hazırlamış olsam da iş yazmaya gelince kendimi sınırlayamıyorum. Yorumlarda soracağınız sorularda daha fazlasını paylaşabilirim.
İlk bölümünde sizlerle proje deneyimlerimi ve Tunus'a dair genel notlar paylaşmak istiyorum. Daha sonra yayınlanacak ikinci bölümde ise gönüllülük sürem boyunca Tunus’da gezdiğim yerler ve anılarımdan yola çıkarak bazı gezilebilecek yerler hakkında kısa bilgiler vereceğim.
Bir yılı aşkın süredir dünyayı etkisi altına alan salgının yıldönümünü devirmiş, yine de geleceğe dair pek de aydınlık olmayan bir süreçle karşı karşıyaydık. Böyle bir dönemde Tunus’ta iki ay sürecek bir projede yer almak aslında hem heyecanlı hem de cesaret isteyen bir işti. Neyse ki cesaretimiz korkumuzdan üstün gelmiş, değerli dernek başkanımız Serdar abinin destekleri, Ayhan ve IYACA ekibinin gayretleriyle her şey hazırlanmış, projeye gideceğimiz gün gelip çatmıştı. Tunusair havayolu ile uçağa binip Tunus’un başkentinde yer alan Kartaca havalimanına ulaştık ve proje şehrimiz olan Sousse’ya gittik. Uçuşumuzda Tunusair’i kullanmak her ne kadar kalite konusunda istenilen seviyelerde olmasa da 23+23+8kg toplamda 54kg’lık bagaj hakkı ile alkışları topladı. Başlasın Macera!
TUNUS’A DAİR GENEL NOTLAR
Roma dahil farklı büyük medeniyetlerin izlerini barındıran Tunus, 1574 yıllarında Osmanlı topraklarına katılmış ve 1881 yılında ayrılmıştır. Bu tarihten itibaren Fransız sömürgesi olarak varlığını sürdüren Tunus, Habib Bourguiba önderliğinde 20 Mart 1956 yılında bağımsızlığını ilan etmiştir. Tunus tarihinde başka bir önemli olay da Arap baharının başladığı ilk ülke olmasıdır.
1956 yıında bağımsızlığını ilan eden Tunus’ta halen Fransız kültürünün etkisi fiilen devam etmektedir. Ülkenin anadili her ne kadar Arapça olsa da eğitimli kimselerin hemen hepsi Fransızcayı da bilmektedir. Hala okullarda fen bilimleri ve matematik gibi derslerin eğitim dili Fransızca olarak devam etmektedir. Fransızca bilmek Arapça bilmek kadar işinizi kolaylaştırır.
Uzun yıllar önce tarihi bağımız kesintiye uğramış olsa da Tunus’un Türklere olan ilgilerini, dostça yaklaşımlarını ve misafirperver tutumlarını hemen her yerde görmek mümkün. Çarşı pazar gezerken Türk olduğunuzu öğrendiklerinde, size Türkçe kelimeler söyleyecekler; Türk dizilerinden ve ünlülerden bahsetmeyle devam eden sohbetlere şahit olacaksınız. Tabi bazı esnafların ticari kaygılarla rol yaptığını unutmamak lazım.
Yaklaşık 12 milyon nüfusu ile Kuzey Afrikanın önemli ülkelerinden birisi olan Tunus, Akdeniz ve çöl iklimi hakim olduğu için geçimini turizm, hayvancılık, tekstil ve tarımla sağlamaktadır. Cezayir ve Libya’ya komşuluk eden Tunus’un güney toprakları ise Sahra Çölünün içerisinde yer almaktadır.
Para birimi Tunus Dinarı olan ülkede şu an itibari ile (Ağustos 2021) 1 TND = 3,10 TRY’ye denk gelmektedir. Türk lirasında 100 kuruş 1 liraya eşitken, Tunus dinarında da kuruş kısmı 3 hanelidir yani 1000 kuruş, 1 tunus dinarına denk geldmektedir. Tunus’a dair bir başka önemli nokta da yerel saat dilimi GMT+1 olduğu için Türkiye’den 2 saat geridedirler.
Tunus’ta Orange, Ooredoo ve Tunisie Telecom olmak üzere üç farklı telekom operatörü vardır. Bu firmaların sim kartını havaalanlarındaki ofislerinden ücretsiz temin edebilirsiniz. Sonrasında ise içerisine istediğiniz paketi yükleyerek kulanmaya başlarsınız. Yalnız dikkat edin bazı simkartların süresi var. Diğer bbir önemli nokta da Türkiye’den yanınızda götürdüğünüz kimi telefonlar birkaç aydan sonra dolaşıma kapanabiliyor. Nedenini anlayan kimse bulamadık :)
PROJEYE DAİR
Katıldığımız bu proje Sousse’da faliyet gösteren bu sivil toplum kuruluşunda gönüllü olarak çalışmamız ve aktivitelerde bulunmamız gerekiyordu. Pandemi nedeniyle her aktiviteyi gerçekleştiremesek de ana aktivitelerimiz: plaj temizliği, kreşte çocuklarla ekinlikler yapmak, konuşma kulübü ve botanik bahçesi işlerine yardım etmek gibi ana görevlerden oluşuyordu. Aynı zamanda kültür merkezi temizliği, ülke geneli sınavlarda öğrencilerin ateş ölçümü ve dezenfektan sıkma gibi ara aktivitelerimiz vardı. Bu görevlerin yanısıra temel düzeyde Tunus Arapçası dersi alıyorduk.
Aktiviteler sadece çalışmadan ibaret olmayıp devamında farklı spor oyunları ve etkinliklerle devam ediyordu. Örneğin plaj temizliği yaptıktan sonra dinlenip, plaj voleybolu, yüzme gibi farklı eğlencelerle devam ediyorduk. Haftalık en az iki gün tatil hakkımız olmakla birlikte ekstradan ayda 2 gün tatil hakkımız vardı. Yalnız pandemi ve politik sebeplerle uygulanan sokağa çıkma kısıtlamaları bizlere bolca boş zaman vermişti. Bol bol gezip eğlenmek için fırsat doğmuştu. :)
IYACA kordinatörlüğünde gerçekleşen projede altı kişilik bir ekiple katılmıştık ancak ev sahibi kuruluşun başka ülke ve kurumlarla projeler yapıyor olması nedeniyle Türk, İtalyan ve Polonyalı’ların yer aldığı 24 kişilik bir katılımcı grubuna ulaştığımız günler de oldu. Tabi bu sayı sürekli değişiyordu, bazı gönüllüler yeni gelmişken diğerleri projeyi tamamlamış ve evine dönecek oluyordu. Bu yabancı gönüllüler dışında Tunus’un kendi yerel gönüllülerini de hesaba kattığımızda çok kültürlü bir ortamımız olmuştu.
Proje kapsamında her gruba konaklayacağı eşyalı bir ev tahsis ediyor, herkes kendi grup arkadaşlarıyla birlikte o evde yaşıyordu. Bu kapsamda bizim için apartman dairesi ayarlanmıştı. Bu evi denize 5 dk yürüme mesafesinde olması nedeniyle seviyorduk. Ev içerisinde ihtiyacımız olacak temel ev ve mutfak eşyalarımız vardı. Her ne kadar her şey bulsak da ülkenin yerel kültürü itibariyle çaydanlık bulamayabilir, efsane bir çamaşır makinesi kullanmak durumunda kalabiliyorduk.
TUNUS’TA YEME-İÇME KÜLTÜRÜ
Yeni bir ülkeyi keşfetmenin güzelliği hiçbir şekilde ölçülemez fakat yemek kültürü konusunda endişelerimiz yok değildi. Fırsat buldukça alışık olduğumuz lezzetleri evde pişirsek de dışardan yemeye her zaman ihtiyacımız vardı. İlk zamanlarda yemeklerini bilmediğimiz için ne yiyebileceğimiz konusunda emin olamadık. Zamanla damak zevkimize uygun fastfood ve pizza türlerini keşfettik tabi. Devamında ocakbaşı dahi keşfedeceğimiz günler gelecekti.
Tabi ki her Türkün yurtdışına çıktığında değişmez kaderi tatlı ve tuzlulardan oluşan zengin menü kahvaltıya burada da özlem kaldık. Tunus’da Fransız kültürünün de etkisiyle kahvaltılarda genellikle tatlı şeyler, kruvasan gibi atıştırmalıklar yanında da kahve tercih ediyorlardı. Ülkede şekerli yiyecekler o kadar fazlaydı ki bizim gibi tuzlu menüsü zengin bir millete alışmak çok zor geliyordu. Tunus’a gelmeden önce Türkiye’de alışageldiğimiz hijyenin daha altında manzaralar göreceğimize psikolojik olarak hazırlıklıydık fakat geldiğimizde gayet temiz ve düzenli mekanlar da bulmuştuk.
Fastfood kültürünün yaygın olduğu Tunus’ta, pizzacı ve dürümcüleri andıran mekanlar her köşebaşında görmek mümkündü. Pizza kültürü o kadar yaygındı ki hemen her lokantada karşılaşır olmuştuk. Yöresel yemekler ve çorba kültürüylle ise daha az karşılaştık. Kullanılan baharatlar nedeniyle sarı, kırmızı ve turuncu renklerin yemek üzerinde yoğun olması bizi şüpheye düşürse de eğer önyargıyı bir kenara bırakıp denerseniz damak zevkimize uygun lezzetler bulabilirsiniz. Diğer taraftan sahil ülkesi olması nedeniyle geniş yelpazade balık pazarları ve restoranları görmek mümkündü. Temel besin kaynağı ekmek konusunda ise ülkede yaygın bir şekilde baget ekmek tüketiliyordu. Bu konuda gerçekten güzel baget ekmek yapıyorlardı. Bunun dışında tandırda hazıradıkları Tabouna ekmeğine ve yağlı bir bazlamayı andıran ekmekler de görmek mümkündü.
Fastfood kültürünü ilk başlarda anlamlandırmak zor olsa da sonrasında gördük ki tavuk, ton balığı, salam ve yumurta gibi ana yiyecekler farklı ekmekleri kullanarak servis ediyorlardı. Genellikle Sandwich (gobit ekmek), Mlawi (lavaş inceliğinde yağlı yufka), Baguette gibi ekmeklerde sandiviç/dürüm satılıyordu. Bizim börekler gibi pişirilen Makloub da sıkça karşılaşılan fastfoodlardandı. Bu dürümler bizim döner gibi değil de, tavuk göğüs eti (escalope) ya da tavuk but etini (chawarma) sote benzeri biçimde pişirerek hazırlıyorlardı. İçerisine yeşillik, domates, kızartma, Harissa ve farklı soslar ekleyip hazırlıyorlardı. Bizim ezmeyi andıran Harissa hemen her yemekte kullandıkları geleneksel sosları, eğer acı sevmiyorsanız “Harissa” istemediğinizi her seferinde belirtmeniz gerekir. Aksi takdirde doğrudan eklerler. :)
Kahveyi odukça sık tüketen Tunus, işlek caddelerinde her elli metrede kahvehane bulmak mümkün. Hemen her mekanda kahve makineleri olduğu için espresso ve latte türlerini rahatlıkla bulabilirsiniz. Aynı zamanda oldukça yaygın tüketilen Coffe Direct dedikleri büyük bir kazanda hazırlanmış kahveleri de bulabilirsiniz. Alacağınız kahveye göe fiyatlar 1tnd-5tnd değişmektedir. Lezzet olarak çok iyi kahveler buldum diyemem ama orta kalitede kahveler içtim diyebilirim. Tunus günlük yaşamında çay olarak yeşil çay, nane, şekerin kaynatılarak elde edilmiş hali sevilmektedir, onun dışında siyah çayı pek göremezsiniz.
ULAŞIM
Tunus’ta uçak, tren ve dolmuş kullanarak şehirlerarası ulaşım sağlayabilirsiniz. Büyük otobüsler çok fazla tercih edilmemekte. Dolmuş ve tren seferlerini dijital ortamdan incelemek ve bilet satın almak ne yazık ki mümkün değil. Bunun için o vasıtanın kalkış istasyonuna gitmeniz gerekir. Ulaşım konusu bazı güzergahlara giderken öyle karmaşık ki Louage istasyonun nerede oduğunu bulamayıp, sorduğunuz kişilerin tarifiyle 3-4 yer gezebilirsiniz, tecrübeyle sabit.
Şehiriçi ulaşımında otobüslerden ziyade genellikle Louage denilen sarı ve beyaz dolmuşlar tercih ediliyor. Bu dolmuşlar belli kalkış saatleri olmayıp, koltuk sayısı dolunca hareket eden çalışma sistemleri vardır. Başkent Tunus’ta ise belli rotalara tramvay ve banliyö tren de bulabilirsiniz. Diğer taraftan ülkede taxi kullanımı oldukça yaygın olup fiyatları da makul değerlerdedir. Taximetre açılışını 0,540 tnd ile yapıp her 100m için 0,040 tnd artış yapmaktadır. Burada dikkat etmeniz gereken saat 21:00’dan sonra bu rakamların iki katı tarife ile çalışmaktadırlar. Her yerde olduğu gibi taksiciler burada da sizden daha fazla para kazanmak için çeşitli hileler ve sahtekarlık yollarını denemektedir. O yüzden taksimetrenin yeni başlatıldığından ve rotayı gps uygulamalarından takip ederek dikkatli olmalısınız. Taksimetre yerine telefon uygulaması kullanmayı teklif ederlerse, taksimetre fiyat artışında anormallik varsa ve yolu uzatarak götürmeyi seçmişse hemen orada itiraz edin, gerekirse inip başka taksiye binin. Hepsi tecrübe ürünüdür.
ÇARŞI, PAZAR, MARKET
Ülkede genellikle hemen her yerde küçük marketler bulmak mümkün. Bu marketlerde fiyatların üzerinde yazmıyor oluşu ve piyasa değerinden pahalı olması nedeniyle inceleyerek almak lazım. Süpermarket konusunda ise Carrefour, Magazine, Monoprix ve Aziza Shop’u ülke genelinde bulabilirsiniz.
Süpermarketlerde hemen her şey satılsa da her markette bizdeki gibi ürün çeşitliliği bulmak pek mümkün olmayabiliyor. Peynir gibi bazı ürünler de kültürel farklılık nedeniyle bizdekinden oldukça farklı. Peynire hasret kaldığımızı söyleyebilirim. Temel yiyecekler çoğunlukla ya Türkiye ile aynı değerlerde ya da %20’ye varan pahalılıkta oluyordu. Ancak cips, çikolata, kraker, kuruyemiş, dondurma gibi ürünler Türkiye’ye nispeten iki üç katı fiyattan satılıyordu.
Tunus’ta tekstil, ayakkabı gibi ürünler Türkiye’ye kıyasla pahalı. Buna alternatif olarak şehir merkezinin belli bölgelerinde çok uygun fiyatlarla ikici el pazarları kurulmakta. Buradaki ürünlerin büyük kısmı yıpranmış ola da pahalı markaların az kullanılmış mallarını bulmak da mümkün. Teknolojik, elektronik vb ürünler ise Türkiye’ye nispeten ya aynı değerlerde ya da daha pahalı diyebilirim.
ALKOL ve GECE HAYATI
Müslüman bir Arap ülkesi olan Tunus’ta, her yerde karşılaşılabileceği üzere alkol içenler de var içmeyenlerde. Tunus'ta alkol yasak değil ama satış noktası konusunda oldukça kısıtlı. Eğer alkollü bir şeyler içmek istiyorsanız ya eğlence mekanlarına gitmelisiniz ya da “bazı süpermarketlerden” satın alabilirsiniz. Eğlence mekanlarına gelecek olursak Tunus’un gençleri kopuyor :) Yaşadığımız kent Sousse, turistik olmasının da etkisi olsa da pandemi döneminde bile ciddi doluluk çalışan clubları vardı. Fiyatlara gelecek olursak bira fiyatları 5 ile 7 dinar arasında değişiyor, kokteyller ise 10 dinardan başlayıp mekanına göre artarak gidiyor.
Ülkede alkollü ürünler sadece Carrefour ve Magazine marketlerinin belirli şubelerinde satılıyor. Onun dışında içki bulabilmek öyle kolay iş değil. Burada dikkat etmeniz gereken bir başka konu da dini gün ve bayramlarda alkol satışı yasak. Örneğin Cuma günü ve Ramazanda alkol satışı yok. Bira konusunda Heinken, Bekc’s gibi bilindik markaların ve Amstel, Stello, Celtia gibi yerel markalar bulabilirsiniz, onun dışında diğer biralardan bulmak pek mümkün değil. Bu biralar genellikle 24cl ve 33cl’lik olarak ve soğuk dolabına koyulmadan satılıyor. Fiyatlarına gelecek olursak 24cl’lik bir bira için 1,500-3,50 dinar arasında markasına göre değişiyor. Bu arada süpermarketlerde % 0 alkollü biralar görmek de mümkün.
Diğer içkilere baktığımızda, birçok çeşit şarap bulabilirsiniz. Fiyatları ortalama 8tnd’den başlayıp giderek artıyor. Vodka, viski, tekila gibi diğer ağır alkollü içecekler ise ya Türkiye değerlerinde ya da çok pahalı diyebilirim. Örnek vermek gerekirse Absulut vodka 1lt 100tnd Türkiye değerlerinde iken, Jack Daniels No7 1lt 230tnd ile Türkiye’ye göre çok yüksek değerlerde. Fiyat politikasını anlayamadım. Tunus’a girmeden önce Duty Free alışverişi yapmak mantıklı.
COVID, SOKAĞA ÇIKMA YASAKLARI ve POLİTİK PROBLEMLER
Tunus’ta bulunduğumuz ilk dönemlerde Covid tedbirleri konusunda oldukça rahattık. Toplu taşımalarda vs bile hiç kimse maske kullanmıyor, normal bir yaşantı devam ediyordu. Bir yılı aşkın süredir salgının vermiş olduğu bunalımla kendimizi bu özgürlüğün içerisine salmıştık. Her akşam 10’da sokağa çıkma kısıtlaması olmasa salgın oluğunun farkına bile varmayacaktık.
Pandemi kuralları sürekli bir değişim içerisinde olduğu için belli bir düzen yoktu. Vaka sayılarının yükselince yeni kısıtlamalar geliyor, sokağa çıkma yasakları daha erkene çekiliyordu. Bu dönemlerde toplu taşımalarda maske kullanılmak zorunlu hale geldi ve polisler bazı anayolları kapatarak sıkı bir denetim yapıyorlardı. Kısıtlamalarda dışarda insanlar görmek mümkündü fakat açık bir lokanta market vs bulmak imkansız gibiydi. Bizler bu süreçte turist olmanın verdiği rahatlıkla birçok polis noktasında çevirme olsa dahi sorunsuz geziyorduk lakin mekanlar kapalı olunca yapacak çok bir şey de kalmıyordu aslında.
Tunus’ta bulunduğumuz dönemde bir sürprizde cumhurbaşkanından geldi. Cumhurbaşkanı olağanüstü hal ilan ederek başbakanı görevden aldı, meclisi durdurdu ve milletvekillerinin dokunulmazlıklarını kaldırdı. O olaydan sonra bütün halk sokağa dökülerek destek yürüyüşleri düzenlediler. İlginçtir ki halk bu kararın yanında yer almıştı.
Haziran-Temmuz-Ağustos 2021
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder